Hacı Seyyah

Hayatın Gizli Hazları son dönemde okuduğum ve oldukça beğendiğim bir kitap. Theodore Zeldin’i de bu kitap vesilesi ile tanımış oldum ve hayıflandım. Böyle bir adamı daha önce tanımalıydım. Neden bu kadar geç tanıyabildim. Yine de tanımış oldum. Gerçi bu günlerde o kadar şaşırdığım ve tanıdığım için sevindiğim isimler var ki.

John Stuart Mill mesela. Özgürlük Üstüne’yi zorlanarak ve yeni bitirdim. Zamanla ondan da bahsedeceğim.

Fikret Başkaya da son dönem iki kitabını okuduğum isim. Enteresan biri olsa gerek. Sırası gelince onun kitaplarına değineceğim.

Hacı Seyyah. Hayatın Gizli Hazları’nda bahsi geçen ilginç kişilerden birisi. Theodore Zeldin bu kişiden etkilenmiş ve beğenmiş. Seyyah’ı da Zeldin’i de beğendim. Beğenme nedenim iki isimin de farklı olana yönelik ilgileri.

Farklı olanı/diğerini kendisinden bir şeyler öğrenebilmek için tanımaya çalışmak yaygın bir yaklaşım değil. Genelde insanları duyulagelen birtakım özelliklerine göre sınıflar ve ona göre davranırız. Kendimizi konumlandırdığımız noktaya göre muhatabımıza çeşitli değerlendirmelerde bulunuruz. İdeolojimize ters bulduğumuz kişilere daha baştan negatif yaklaşırız ve üzerimize görünmez bir fanus geçiririz. Böylece öteki/düşman/şüphelinin zararlı düşüncelerinden kendimizi korumaya alırız. Ya da almayız. Önce etkileşime geçer bir dinleriz. Dinlemek her zaman işe yarar. Muhatabı tanımış olmak bir yana onun üzerinden kendimizi tanırız. Karşımızdakine kurduğumuz empatiye göre kendimizi modifiye edebiliriz. Doğru bildiğimiz hakkında “Tamam doğru yoldaymışım” derken, yanıldığımız şey için de “Hımm. Adam haklı. Ben yanlışım/eksiğim” deriz.

Hacı Seyyah Paris'te

Hacı Seyyah. Gezgin. 1836 yılında İran’da doğdu. Otokratik yönetime karşın demokratik sistemlere ilgi duydu. 23 yaşında 18 yıl sürecek global yolculuğa çıktı. ABD vatandaşlığı alan ilk İran’lıdır. Seyahati boyunca dünyadaki insanları gözlemledi, onları anlamaya ve onlardan bir şeyler almaya çalıştı. İnsanları tanıdıkça evrensel insani değerleri daha çok benimsedi. 1877’de İran’a döndüğünde politik aktivistlik yaptı. 1925’te vefat etti.1 ABD, Fransa, Japonya gibi bir çok yere gitti.2

Kimseye kin tutmadı Hacı Seyyah, yalnızca şunu sordu kendi kendine; “İnsanoğlu birbirinden nasıl bu kadar farklı olabiliyordu? Nasıl bu derece alçak olabiliyordu insan veya tam aksine bu kadar asil?”3

Tatmin olmaz merakı, gittiği her şehrin müzelerine sürüklemekle kalmadı Hacı Seyyah’ı; okullarına, kütüphanelerine, kiliselerine, fabrikalarına, botanik bahçelerine, hayvanat bahçelerine, hapishanelerine, tiyatrolarına da gitti. Kim olduğu sorulduğunda, “Tanrının yarattıklarından biri ve bu şehre gelmiş bir yabancı” diye yanıtlıyordu. “Sıradan bir insan” olmaktan, her sıradan insanın ne kadar sıra dışı olduğunu keşfetmekten zevk alıyordu. “Eğer bir kral olsaydım, şimdi gördüğüm gibi göremezdim hiçbir şeyi, çünkü krallar bulunamaz yoksullar meclisinde. Kralın amacı varlığını kabul ettirmektir insanlara, yoksulun amacı ise oldukları gibi görmektir onları. Korkusuzca dolaşır yoksullar sokaklarda. Kimse onları fark etmez, ama onlar görür her şeyi ve herkesi.”4


1. https://en.wikipedia.org/wiki/Hajj_Sayyah
2. http://www.iranicaonline.org/articles/hajj-sayyah
3. Theodore Zeldin – Hayatın Gizli Hazları
4. Theodore Zeldin – Hayatın Gizli Hazları

Yorum bırakın